17 Mayıs 2007 Perşembe

Geyikbaşı Yazıları 1


Geyikbaşı İşbaşında!

Efendim merhabalar!

Ben Geyikbaşı, ya da dünyevi söylenişi ile Mizah Editörü...

Malum, bizim dev portal Ekolay fena halde bir yenilenme, enine-boyuna genişleme, gelişme hallerinde bu ara ve bu zincirin naçizane bir parçası olarak Mizah Portalımız da sıkı bir metamorfoza girdi.

Bilirsiniz, Mizah deyince, öyle aklı başında, sessiz-sakin, terbiyeli şekilde yerinde durmaya dayalı, herzaman belli bir çizgide, sükunetle işleri yürütme özleminde bir çalışma sisteminin ömrü çok kısa olur. Biraz rahatsız olmak lazım, havadan nem kapmak lazım... Yağmur çiselediğinde; ilk on yağmur tanesinden sekizincisi neden geldi de benim burnuma düştü diyebilmek lazım!.. Ya da sabahın köründe sıcak yatağından kalkıp, işe gelirken, otobüs durağındaki hisleri ölmüş, elinin-ayağının hareket disiplinini bir kenara bırakmış magandalardan biri omuzuna sürttü diye, onun arkasından (içinizden de olsa) binbir küfrü edebilmek, hicv dolu yepyeni yazılara, şiirlere bu sayede yol alabilmek lazım!..

Yeri geldiğinde etrafta olup biteni bırakıp, kendinle kavgaya tutuşmak lazım. Hatta yılların yapmış olduğu baskıların bir sonucu olarak, haksızlıklar karşısında sık sık tik’lenip, ağzını yüzünü geçici süre yamultabilmek, gözlerini kıpraştırabilmek lazım!..

İşte, bütün bu saydığım türden, duyarlılık gerektiren rahatsızlıkları bünyemde taşıdığımdan, yerimde rahat ve sessizce oturup, işlerimi rutininde yürüttüğümde tik’lere gömüldüğümden, devamlı bir şeyler karalayıp, onları haldır-huldur millete mailler şeklinde yağdırdığımdan; hem tedavi amaçlı, hem de bu külli rahatsızlığın en azından işe çevrilip, bulunduğum kuruma da çeşitli faydalar sağlaması için müdürlerim Mizah Portalımızı benim sinirden titrekleşmiş ellerime teslim etmeye karar verdiler! Böylece ben de anladım ki, rahatsızlıklar bile faydalı şekilde dengelenebiliyor ve işe çevrilebiliyor!..

Bu masrafsız tedaviden dolayı, bir üstümden başlayıp, en üste doğru bütün müdürlerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum ve kadın-erkek gözetmeksizin, herbirinin gıdılarından öpüyorum! (Gıdıdan öpmek, en makbul ve unisex sevgi göstergelerinden biridir!)

Herkes kendi geyiklemelerinin, onların farkında olduğu ve onları doğru kullandığı ölçüde kralıdır. Böylece herkes kendi ifade şekil sınırları içinde, kendi kendisinin Geyikbaşı’dır. Kendi geyikbaşılığının farkına varıp, bunu tamamen içinde tutmak da yanlıştır. Ben ne geyikbaşları tanırım, o farkındalık noktasından sonra içlerine kapanmaları yüzünden, evlerini, işlerini, eşlerini, arkadaşlarını kaybetmişler ve hatta ansızın ortadan kaybolmuşlardır! Onun için amannn!.. dikkat edelim!..

İlk seans olduğu için bu yazım biraz uzun gelebilir, ama sıkılacağınızı sanmıyorum. Çünkü Mizah’a zaten sıkıldığınız için geliyorsunuz ve burada, allayıp-pulladığımız, bazılarını ise sıfırdan peydahladığımız birbirinden arlanmaz, utanmaz, güzel, hatta bir o kadar da seksi bölümlerimiz var!.. Hele ucundan kenarından bir girin, zaten hastası olacaksınız. Ara ara almadan edemeyeceksiniz!..

Günün Fotosunu, Günün Filmini ve Günün Karikatürünü mümkünse sabahları aç karna almadan sakın gününüze başlamayınız! Böylece, bütün içeriği adım adım takip etmeseniz bile, en azından bu üç doping hapı sayesinde, gün içinde karşınıza çıkacak, şehire veya kırsala ait bütün tatsızlıklara, otoban magandalarına, otobüslerdeki fortçulara, bazı kıçı kalkmış yöneticilere, yola-sokağa, yüzünüze bakarak tükürenlere ve sanatı kendi ayak seviyelerine çekmek isteyen az gelişmiş maymunlara-gorillere karşı panzehirinizi almış olacaksınız!.. Tabii ki biz hiçbir şekilde “onlar olmasın” da demiyoruz! Çünkü eğer öyle dersek; onca, altını çize çize gözlerinize sokacağımız, birbirinden şık, 10 numara konuları ner’den bulabilirdik, değil mi?!

Tek tek bütün bölümleri bur’da saymama gerek yok. Hem sizi en baştan fazla sıkmayayım, hem de girip, özgürce, canınız çektiğince içeride olanları keşfetmenize engel olmayayım diye… Çünkü bilirsiniz; ittire ittire, oynaması zorunluymuş gibi gösterek çocuğu en sevdiği oyundan bile bıktırmamız an meselesidir, değil mi canım?! Bırakalım, çocuk yeni oyuncağıyla başbaşa kalsın. Onu ellesin, yoklasın, koklasın, çekiştireceği varsa çekiştirsin. Hatta kırsın atsın! Nas’olsa ilk haşır-neşir olma döneminden sonra ortaya bir nevi sevgi çıkacaktır.

Bu arada yıl 2007 iken, küresel ısınmanın damping yaparak, bütün medya ve haber kanallarında reytingten reytinge koştuğu günümüzde, sevgili ülkemizde etrafa çil çil yayılmış olan bürün arıza ve rahatsızları da biraraya toplama, buluşturma, onlara birbirleriyle dertleşme, atışma, hatta sataşma imkanı verme adına bir de Er Meydanı ekledik içeriğimize!..

Birbirinden çirkin kadın-erkek-çocuk, eşcinsel, tekcinsel, “ultra herşey dahil max-cinsel”, hatta cinsiyet-dışı bütün varlıkların kendi ihtişamlarını orta yere sunabilecekleri bir de “Haftanın Tipsizi” bölümü açtık! Bu bölümümüzün de kendini güçlü şekilde ayakta tutabilmesi için yoğun ilgilerinize ihtiyacı olacak! Digitaliniz mi var, teleobjektifli eski usül makineniz mi var; hemen yanınıza alın! Belki bir tipsiz görürsünüz ve onu burada sonsuzlaştırmak istersiniz!

Yine, çok ayarsız, arlanmaz, bazen terbiyesiz titreşimlere sebep olacak ve zamanla kendine has bir sinerrrji yaratmasını umduğumuz “Dilek Kuyusu”nu açtık. Buraya da aklınıza gelen veya olmasını istediğiniz, en ıssız beyin kıvrımlarınız arasında, ruhunuzun karanlığına gömdüğünüz niyet ve dileklerinizi belgelemek, tarihe not etmek istiyoruz! Özel isimlere ve küfürlere yer vermedikçe, en arlanmaz niyet ve dileklerinize kim ne diyebilir ki?! Eminim altın kakmalı çerçeveler içine konup, nice saray duvarlarını süsleyecek niyet ve dilekler vardır içinizde!..

Tamam tamam! Bu kadar yeter!.. Lakin hayat yazmakla bitmez, çizmekle anlatılmaz… Bir yere kadar yani… Yaşamak lazım, içine dalıp, görmek lazım…

Buyrun efendim! Ekolay-Mizah sizin!.. Girin, çıkın, kapanın, yazın, çizin, gönderin, kapatın, etiketleyin, severseniz bağlanın, hastası olun, sevmezseniz fişini çekin, filtreleyin, ama lütfen rahatsızlanmaya ve arıza modunu korumaya devam edin, çünkü öyle sakin durmakla olmaz! Bu kargaşaya bir köşesinden dahil olun ve bir şeyler ekleyin! Arada da Babalarla Röportajlar’a uğrayıp, Türk Mizahına yön veren duayenlerimizi daha yakından tanıyın.

Tekrar ve tekrar görüşmek üzere!
Geyikbaşı Editör

(Kaynak: http://www.ekolay.net/mizah/HaberDetail.asp?Page=2&pid=2600&tab=1 )

Hiç yorum yok: