8 Haziran 2012 Cuma

Seni paramla döverim bakışı


Hayat bazen çok boktan olabiliyor.
Şimdi dün ben haber için Maçka'daki MAC spor salonuna gittim. Bina süper, içindeki eşyalar harika, eğlenmek, spor yapmak ve rahatlamak için enfes bir yer. Ama bir tek eksiği var: İçindeki insanlar!

Ben bu kadar suratsız bir ortamın anca sabah trafiğinde ilerlemeye çalışan kırmızı körüklü otobüsünün içindeki zavallı insanlarda olduğunu düşünürdüm. Ama yanılmışım. Gayet lüks bir tesisin içinde "...r olup gitsem şu yerden" suratlarını bolca gördüm. Bir de sahte gülümsemeler var tabi. Önce adam gülümsüyor, aradan 5 saniye geçtiğinde bu sefer somurtmaya başlıyor. Bir tutarsızlık var ama sanki makine gibi bu olay devam ediyor.

Ayrıca bu tarz yerlerde bir süzme, bir hava atma olayı da var ki evlere şenlik. Tablet (artık laptop yok, demode oldu onlar tabi) bilgisayarında morhipo, trendyol, markafoni gibi sitelere girip elbiseler bakan kızlar sizin gördüğünde anında kibirlerini ortaya çıkartıyorlar. Sanki New York Times'ın sitesinde girip makale okuyor haspam.

Merdivenlerin yanında bir tane bank vardı. Tam oraya yönelirken kızın biri aynen yukarıda yazdığım olayı gerçekleştirdi. Hayır "bok mu var? ne bakıyorsun" diyeceğim ama sonra suçlu konumuna düşerim. Tabletini kafasında parçalamak istedim. Dik dik gözün içine bakan insanlarda hiç hoşlanmıyorum.

Sonra ben spor salonuna gittim. Oradaki eğitmenlerden biriyle ufak bir söyleşi yapacaktım. Neyse adam geldi, konuştuk biraz. Allah'tan gerçekten güler yüzlü biri çıktı. Tam son sorumu soracakken yandan bir yosma zıplayarak adamın üstüne atladı. Evet evet atladı. "Hojammmmmmm (hoca ne lan ayrıca?) yapamıyorum bu programı" diye dert yanmaya başladı. Benim de devreler yandı tabi o sırada.

MAC Body Pump diye bir program varmış, kız ondan bahsediyormuş. Şimdi sırası değil dese de kız bırakmadı. Yani bariz "hocasına" vermek istiyor işte. Nasıl bir yavşama anlatamam. En kaliteli yağdanlıklarda bile yoktur. Adamın kollarını elliyor, kendine dokunduruyor, başka kızların sırlarından bahsediyor. Utanma filan yok. Ben de yanında malak gibi pört pört bakıp dinliyorum. Kısaca bir avuç tezeğe baksam daha güzel zaman geçirirdim.

Sonra bunun arkadaşları geldi de anca bizi bıraktı. Adam özür filan diledi, biz de kaldığımız yerden devam ettik. 1 saat filan kaldım orada ve spor saati olmasına rağmen o kız hiçbir şekilde çalışmadı. Ya yavşadı, ya da kakara kikiri yapıp durdu diğer çakma sarışınlarla.

Binadan çıktığımda sadece şunu düşündüm: Benim niye bu kadar param yok lan!!! İnsanlar dedikodu yapmak için bir sürü para bayılıyor, ben istesem o spor salonuna çalışmaya gidemem. Alın terimle para kazanıyorum, bunun için de kendimi paralıyorum normal insanlar gibi. Ama böyle baba parası yiyen insanları görünce de fıttırıyorum. Bari bir boka yarasa verdiği paralar, havaya gidiyor.

Bu tür ortamları neden sevmediğimi ve neden uzak durduğumu anladım. Daha önce de kot giydiğim için bir restoranda aşağılamaya çalışmıştı görevli beni aha. İşim gereği rahat giysiler giyiyorum, ama insanları giydiği şeylere göre kritize eden angutlar olduğu sürece bir sikim yol alamayız biz.

Otobüse binip mahalleme döndüğümde rahatladığımı hissettim. Ben gelemiyorum bir türlü bu ortamlara, bu insanlara... Yapamıyorum, yapay kalıyorum. Balon köpüğü konuşmalar bir süre sonra beynimde arızaya neden oluyor. "Seni paramla döverim" ve "Senden havalıyım" bakışları çok gereksiz ve anlamsız geliyor. Cidden kibir denen nane insanı ele geçirirse o kişiden uzaklaşmak lazım. Ne oldum delisi olan bu insanlarla arama "iş" haricinde tabi ki set kuruyorum. Önemli olan, "ne olacağın" bana göre..


(Kaynak: http://metropolgunlugu.blogspot.com/2012/06/seni-paramla-doverim-baks.html )