12 Ocak 2014 Pazar

Kuzey Atacan ile Birleştirilen Parçalar



Avrupa Parlamentosu, UFO’lar üzerindeki gizliliğin kaldırılması için bir bildiri yayınladı. Otuz üç meclis üyesinin yayınladığı ortak bildiride ABD’nin geçmişteki arşivlerini tüm dünyaya açması örnek olarak gösterilerek bütün UFO belgelerinin kamuoyu ile paylaşılması istendi.

“Dünyadaki birçok devlet gizlenen UFO belgelerini açıklamaya başladı”

Brezilya Hava Kuvvetleri gizledikleri belgeleri açıklıyor. Fransa gizlenen UFO dosyalarını açıkladı. İngiltere Savunma Bakanlığı, gizli tutulan UFO dosyalarını açıkladı. Danimarka Devleti UFO dosyalarını açıkladı. Bu ve benzeri haberlerle dünya çapında devletler bazında UFO fenomen’inin ve uzaylı olarak tanımlanan ‘Dünya Dışı Zeki Yaşam Formlarının’ resmi olarak da kabul edildiğini görüyoruz.
Aslında röportaj düşüncemizin temelinde yatan unsur biraz önce değinildiği gibi ‘Dünya Dışı Zeki Yaşam Formlarının’ gerçekten dünya dışı mı yoksa iç içe bir durum mu olduğu ve benzeri türde genel kabul gören anlayışları sorgulamaktır.
Verdiğimiz son örneklerden en eskilere yani mağara resimlerine kadar tarih boyunca hep insanlıkla iç içe olmuş bir konuya farklı bir bakış açısı getirerek yabancılaşma hissini ortadan kaldırmaya çalışacağız. Bizlerle bu kadar içli dışlı olmuş bu fenomenin bizlere yabancı olması düşünülemez. Doğrudan temasların kitlesel çapta olmaması nedeniyle kitlesel olarak üzerinde fazla durulmayan bu konu, ardında yatan bir takım gerçeklerden dolayı bu şekilde gelişmiştir. İşte bizim de bu noktada zaten yaşanmakta olan ifşaat sürecine doğrudan destek vermekten ziyade gün gibi ortada olan bir durumun arkasında yatan gerçekleri sorgulama yönünde olacaktır.
Şunu çok iyi biliyoruz ki teknolojileri bizlerden çok çok daha ileri. Hatta bizler çok çok geri iken bile bizlerden çok ileri bir teknolojiye sahip birçok farklı zeki yaşam formu ile karşı karşıyayız. Bu zeki yaşam formlarının binlerce yıl boyunca bizlere yaptığı müdahalelerin ve manipülasyonların ise farkında değiliz. Pozitif ya da negatif, irade sahibi her yaşam formu gibi onlar da dünya ve üzerindekiler üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahipler. Özgür irade yasası gereği bu durum zaten engellenemez.
Anlamak istediğimiz ne kadar ileri gidip gitmedikleri. Tavuk çiftliğinde yetiştirilen besi tavukları mıyız? Yoksa özgür iradelerine ancak mecburi şartlar altında müdahale edilen kozmik bilinç gelişimine dokunulmayan varlıklar mıyız? Ya da bu ve diğer olasılıklar spektrumumun neresindeyiz? Tabiî ki işin içinde birçok farklı zeki yaşam formu olunca kendi aralarındaki anlaşmazlık olasılıklarını da eklemeliyiz.
Bu sorgulama niçin başlamış olabilir? Yazının başında da belirtildiği gibi devletler düzeyinde başlayan açıklamalar ve artan UFO gözlemleri ve yine artan yakın temaslar bizi bu noktaya getirdi. Bir şeylerin olup bittiği zaten bilinmekteyken asıl olup biten şeylerin yinede gizli kalıyor oluşu gibi bir histen kurtulma çabası gösteriyoruz. Kurtulabilmek için ise konuya dair akla takılan her soruya yanıt aramaya çalışmak istiyoruz. Belki de birçoklarının söylediği gibi konuya boş veremediğimiz için dolu dolu üzerine eğildik.
İndigo Dergisi’nde geçtiğimiz sayılarda ilk röportajına yer verdiğimiz araştırmacı Kuzey Atacan ile dünya dışı muhtemel yasam üzerine ikinci bir söyleşi gerçekleştirdik. Atacan’ın sorularımıza verdiği cevaplar, UFO’lar üstüne yapılan ciddi araştırmaları, dünya devletlerinin girişimlerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Röportaj: Türker Ercan
Sayın Kuzey Atacan, öncelikle UFO’ların yeraltı, su altı ve gezegen yörüngesindeki üsleri hakkında ve bu üslerin lojistik amaçlı mı kullanıldığı yoksa ne tür amaçlarla kullanılıyor olabileceği hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Bilindiği üzere dünyamız var oluşundan bugüne dek sayısız dünya dışı medeniyetin ziyaretlerine maruz kaldı ve bu ziyaretler bugün bile büyük bir hızla devam etmektedir. Bu geliş, gidişler sırasında dünya adını verdiğimiz bu kozmik okyanustaki ufacık kum tanesi üzerinde hayatın yeni yeni filizlendiği dönemlerde kimi zeki varlık buradaki düşünme yetisine sahip canlı formlarına bilinmeyenin ve evrenin bilgisini taşıdılar.
Bu kozmik yolcular çok uzak yıldızları aşarak bizlere ulaşırken kimleri ise zaman, boyut kapılarını kullanarak bulunduğumuz sistemde tezahür etmeyi başardılar. Misyonları gereği bazıları uzun soluklu sürecek bu eğitim ve yeniçağa hazırlık döneminde burada kurdukları üslerde faaliyetlerini devam ettirip görevleri bittiğinde geldikleri sisteme geri dönerken, bazıları da dünyalı erkek ve kızları kendilerine eş edinerek yepyeni kalıcı medeniyetler kurmayı tercih ettiler.
Binlerce km ışık yılı uzaklıktaki bir galaksiden buraya sayısız varlık grubunun geldiğini hesaba katarsak burada olmalarının birçok farklı sebebi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yüzdendir ki dünya dışı zeki varlıklara ait birçok üs hem yaşadığımız yer küre içerisinde, hem en yakın uydumuz olan Ay’ın karanlık yüzünde çok büyük üsler kurmuşlardır.

Bu üslerin kuruluş amaçlarından bazılarını kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1 – Galaksiler arasındaki geçişi ve bilgi transferini sağlamak.
2 – Komşu galaksilere ve dünyamıza yapılacak herhangi bir saldırı yada yıkımı engellemek.
3 – Kozmik şuura sahip yeni bir birleşik galaktik birliğin tohumlarını atmak.
4 – Kendi soylarının devamlılığını sağlamak ve yeni üstün melez bir türün ortaya çıkışına zemin hazırlamak.
5 – Biz insan oğlunun tehditkar ve yok etmeye yönelik faaliyetlerini kontrol altında tutmak.
6 – Galaksiler arasındaki seyahatlerde kullanılan araçların (UFO’ların) enerjileri temin etmek.
7 – İlk insandan bu yana dünyamızın çeşitli noktalarında yerleşik varlıklarını sürdüren bazı dünya dışı uygarlıkların yaşam alanlarına sahip çıkmaları.
8 – Antik çağlarda oluşturulmuş fakat sonraları bio genetik testlerle, savaşlarla, yıkımlarla öz benliğini yitirmiş, eski ilkel insanların deyimiyle “Yarı Tanrıların” şuurlarını yeniden uyandırmak.
9 – Bazı varlıklar ise bizlerde bulunan genetik yapının ilk sahipleri olduklarını söyleyerek dünya üzerinde yaşamakta olan torunlarının varlığına sahip çıkmak için buradalar.
10 – Kimisi ise insanoğlu dâhil yeni gelişmekte olan başka zeki varlıkları kolonileştirmek ve dünyamızın yaşam enerjisini, atmosferini, doğasını değiştirerek kendilerine uygun hale getirmek üzere dünyamız üzerinde ve çevresinde sayısız büyüklükte üsler kurmayı seçmişlerdir.
Bu üsler:
Yer yüzeyinde ve su altında.
Atmosferimize yakın noktalarda.
Ay ve Mars gezegeni gibi yakın yıldız sistemleri üzerinde.
Dünyamızın iç katmanlarında.
Çok gizli askeri tesislerde.
Ley hatları ve dünyamızın enerji akışının yaşandığı noktalarda.
Ve tahmin bile edemeyeceğimiz ıssız kasabalarda yerleşim yerlerinde kurulmuşlardır.
RÖPORTAJIN DEVAMI İÇİN ORJİNAL LİNKE TIKLAYIN.
http://indigodergisi.com/2012/12/uzaylilarin-buyuk-resmi-kuzey-atacan-ile-birlestirilen-parcalar/

Hiç yorum yok: